Categories: Kaygı - Anksiyete

Kaygı Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Kaygı bozukluklarının nedenleri ile ilgili tek bir doyurucu açıklama yoktur. Nasıl geliştiklerini anlayabilmek için bir dizi faktörün gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bunlar; genetik eğilimi, çocukluk dönemindeki yetişme biçimini, iç çatışmaların, öğrenilmiş bir tepki olarak kaygıyı, fiziksel etkenleri, iç konuşmayı, meselelerin üstesinden gelme davranışlarını ve sosyal belirleyicileri kapsar. Kaygı bozuklukları için en iyi açıklama olasılıkla tüm bu etkenleri hesaba katan bir açıklama olacaktır.

Kaygı Bozukluklarını Oluşturan Etmenler

Kaygı Bozukluğu Genetik mi?

Konuyla ilgili literatürü gözden geçiren Snaith (1991), bu araştırmasından kaygı riskinde kalıtımsal etkilerin var olabileceğine dair güçlü işaretler olduğu sonucunu çıkarmıştır. Bu açıdan bir birey ne kadar kolay “kırılabilir” ise, kaygı bozukluğu yaşaması için o ölçüde az stres yeterlidir. Bazı insanlar için gündelik stres şiddetli bir kaygıyı başlatmak için yeterlidir. Bu tür bir eğilime sahip olmayan insanlarda kaygı durumunun ortaya çıkması için aşırı derecede stres gereklidir.

Kaygı Üzerinde Yetiştirilme Tarzının Etkileri

Stresle savaşma kapasiteniz yetiştirilme tarzınızın etkisi altında olabilir. Örneğin, eğer ebeveyn dünyayı içinde yaşamanın korkutucu olduğu bir yer olarak düşünen, aşırı koruyucu ve güven sizse bu, çocuğun makul olmayan bir korku yaşamasına sebep olabilir. Erken çocukluk döneminde birileriyle veya özel bir kişiyle sevgi bağı oluşturmada başarısızlık, reddedilme veya terkedilmeye bağlı olarak kalıcı kaygıya sebep olabilir.

İçsel Çatışmaların Kaygı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Freud’un çalışmalarıyla temellenen psikanalitik kuram, içgüdüler ve sosyal yetiştirilme ve bilinç arasında bir iç çatışma olduğu durumlarda kaygının var olduğunu söylemektedir. Bu çatışma hasta tarafından bilinçli olarak bilinebilir ya da bilinmeyebilir. Fobiler ortaya çıkan iç karışıklığın sembolik bir temsili olabilir. Üstesinden gelme becerisinin zayıflığı bireyi çatışmaya aldırmamaya veya çatışmayı inkar etmeye çalıştığı bir duruma itebilir. Çatışmaya eşlik eden kaygı bu durumda, kolayca kaçınılabilir dışsal durumlarla, nesneler ya da faaliyetlerle ilişkilendirilir.

Kaygı bozukluğunu daha iyi anlamak ve belirtilerine hakim olabilmek için kaygı bozukluğu türleri yazımızı okumanızı öneriyoruz.

Kaygı Öğrenilmiş Bir Tepki mi?

Özellikle fobik kaygı bozukluğu vakalarında bazı insanlar için fobinin başlangıcı hoş olmayan, korku verici travmatik bir olayla bağlantılı olabilir. Bu durumda korku dolu tepki, şartlanma sonucunda, normal olarak herhangi bir kaygı tepkisiyle karşılanacağını beklemediğimiz belirli bir uyaranla birleşebilir.

Psikologlar organizmanın iki uyarının birlikte olmaya eğilimli olduğunu öğrendiği zaman ortaya çıkan sürece “klasik koşullanma” demektedirler. Bu yüzyılın başında Nobel ödüllü Rus lvan Pavlov tarafından oldukça ilginç bazı deneyler yapılmıştır. Pavlov bu deneylerle bir köpeğin bir yemek tabağının görüntüsüyle yemeğin tadını ilişkilendirmeyi nasıl öğrendiğini ortaya koymuştur. Köpek, tabağı görünce, normal olarak yalnızca ağzında bir yiyecek varken yaptığı gibi salya salgılamaktadır. Pavlov bundan sonra köpeğin öteki uyaranlarla ilişki kurup kuramayacağını test etmiştir.

Kaygı Bozukluklarının Nedenlerini Anlamak

Pavlov’un deneylerinden biri köpeğin daha önce salya tepkisi vermediği ışığın yakılması deneyini içeriyordu. Işığın yakılmasından kısa bir süre sonra yiyecek verildi ve yiyecek köpek tarafından yendi. Salgılama kaydedildi. Bu işlemi birçok kez tekrar ettikten sonra ışık yakıldı ama yiyecek verilmedi. Köpek yine de salya salgıladı. Normal zamanda salya salgılama tepkisine sebep olmayan ışık şimdi yiyecekle ilişkilendirilmişti.

Kaygı Fiziksel Etmenlerden Etkileniyor mu?

Herhangi bir fiziksel hastalık kaygı hissinin kaynağı olabilir. Bu doğal bir tepkidir. Durum uygun bir şekilde teşhis edilip tedavi edildiğinde bu konuyla ilgili kaygı azalır. Bununla birlikte, belirli hastalıklar/ilaçlar kendi başlarına sempatik sinir sisteminin etkilerini arttırabilir ve bu yüzden kaygının fiziksel belirtilerini ortaya çıkarabilir. Örneğin:

Kalp yetersizliğinde, kalbin durumu kalp çarpıntısı ve soluma güçlüğüne neden olabilir. Bunun yanında taşikardi (kalp atışının hızlanması) periyodik olarak kalp atış oranını arttırabilir. Bazı metabolizmayla ilgili durumlar (Örneğin düşük kan şekeri, metabolik asitler) yersiz yere aşırı ter salgılanmasına sebep olabilir (hiyperhidrosis). Endokrin dengesizlikleri (aşırı çalışan troid bezleri gibi) kalp çarpıntısına sebep olabilir.

Stres yönetimi konusunda sorun yaşıyorsanız bu durum da kaygı bozukluğuna neden olabilir. Kişisel stres yönetimi için sayginnlp.com/stres-yonetiminde-kisisel-stratejinizi-nasil-belirlersiniz/ yazımıza mutlaka göz atmalısınız.

 

Bazı ilaçlar, kaygı bozukluğu çekenlerdekine benzer belirtiler meydana getirebilir: Mesela merkezi etkiye sahip iştah azaltıcı ilaçlar ve diğer merkezi sinir sistemi uyaranları (kafein gibi).

İçsel Konuşmaların Kaygı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Bir kişinin kendisiyle konuşması ve dünyasını yapılandırma tarzı, ruh halleri ve davranışlar üzerinde büyük ölçüde etkili olabilir. Genel olarak kaygı bozukluğu yaşayan insanlar kendileriyle olumsuz ve kaygılı bir tavırla konuşma eğilimindedir. Kaygı ve fobiye fiili durum değil, korkutucu düşünceler sebep olmaktadır.

İlk panik atakla ilişkili fiziksel bir içerik ister bulunsun ister bulunmasın, tahmin edilen yeni bir panik atağın korkusu ve bedensel belirtiler hakkında mantıksız ve korku dolu düşüncelerin ortaya çıktığı durumlar, Kaygı fasit dairesini yaratabilir ve böylece panik atakları daha kötüleştirebilir. Bu Clark’ in (1994) çalışması tarafından da desteklenmektedir. Bu çalışma, bedensel hassasiyetlerin yanlış yorumlanmasının, bu tip kaygı bozukluğuna sahip hastalarda ortaya çıkan belirtilerin ve nükseden rahatsızlıkların en önemli işareti olduğu sonucunu ortaya koymuştur.

Başa Çıkma Davranışının Kaygı Üzerindeki Etkisi Nedir?

Kavgı bozukluklarından rahatsız olanlar genel olarak güçlüklerle baş etme de pek zayıf kalmaktadırlar. Stres sebebi olan mesele ile yüzleşme yerine ondan kaçınılmaktadır. Bu tür davranışlar ancak kısa süreli rahatlamalara sebep olmakta ve uzun dönemde şartları daha da zorlaştırmaktadır. Kaygı ve panikten kaçınma döngüsü yerleşebilir. Kaçınma daha fazla korku ve kaygıyı besler ve peşi sıra bu, daha da fazla kaçınmaya sebep olur. Bireyin yakınları onun sınırlanmış hayat tarzına tahammül gösterdiklerinde, kaçınma en kolay seçenek haline dönüşebilir.

Sosyal Belirleyicilerin Kaygı Üzerindeki Etkisi Nedir?

Bir birey ne kadar güçlü görünürse görünsün eğer zaman içinde üzerine yeterli stres yüklenirse, artık bununla daha fazla başa çıkamayacağını hissettiği bir noktaya gelebilir. Stres, dünyamızda üstesinden gelinmesi zorunlu, kaçınılmaz büyük alt üst oluşların yaşandığı değişim asrında özellikle belirgindir.

Bir kaygı bozukluğunu geriye doğru belirli bir kaynağa kadar izlemek her zaman mümkün değildir. Bu, kaygının sebeplerinin anlaşılmasının, tek başına, zamanla yerleşmiş korku tepkisi ve kaygı alışkanlığının büyülü bir şekilde ortadan kaldırılmasını garanti etmeyebileceğini söylemektir. Bu tür alanlar özel çalışma isterler. Yine de bununla birlikte, kaygınız üzerinde belirli bir süre çalıştıktan sonra halen onu denetim altına alamıyorsanız, davranışınızın altındaki olası gizli sebeplerin ortaya çıkarılması gerekebilir.

Oğuz Bal

Share
Published by
Oğuz Bal

Recent Posts

Üslup Çeşitleri ve Doğru Üslup Belirlemenin Önemi

Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…

4 yıl ago

Konuşmayı Nasıl Eğlenceli Hale Getirebilirsiniz?

Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…

4 yıl ago

Dinleyiciler Nasıl İkna Edilir?

Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…

4 yıl ago

Yöneticiler için Zaman Yönetimi Teknikleri

Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Başlanmalı?

Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Hazırlık Yapılır?

Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…

4 yıl ago